Sadece ürün değil, hizmet de helal olmalı!
Sadece ürün değil, hizmet de helal olmalı!
Artık "ŞARK KURNAZLIĞI" devri kapandı. Bilgili, eğitimli ve de akıllı bir kişi "Fikir verip, Hizmet edeceği" diğer bir kişi veya kuruluştan; Maddi veya manevi bir karşılık görmedikçe, ne AKLINI ne de HİZMETİNİ sunmuyor.
Artık "ŞARK KURNAZLIĞI" devri kapandı. Bilgili, eğitimli ve de akıllı bir kişi "Fikir verip, Hizmet edeceği" diğer bir kişi veya kuruluştan; Maddi veya manevi bir karşılık görmedikçe, ne AKLINI ne de HİZMETİNİ sunmuyor.
Avrupalı mantalitesi ile düşünerek, konuya devam edecek olursak: Herkes gibi, her yatırımcı, işletmeci ya da yönetici "Her Şeyi" bilemez.
Mutlaka konusunda deneyimli, birçok şeyi bilen kişilerden, fikir almıştır veya almalıdır.
Alırken de; Bunun HELAL olması için, bir BEDEL ödemelidir.
Yurt içinde olduğu kadar, yurt dışında da Türk yatırımcı, girişimci, işletmeci, yönetici adına ne derseniz deyin, şu veya bu şekilde "Dümenin Başına Geçenler" maalesef; "Bu işleri yapan benim, kuran benim, başaran benim, ben her şeyi bilirim, ben onu da bunu da yaparım." kompleksi içine giriyorlar.
Şahsen, bu düşünce yapısını yanlış buluyorum. Hiçbir tenkide tahammüllerinin olmadığını görüyorum. Kendilerine yapılan iyi niyetli tavsiyeleri, ya kulak arkasına atıyorlar, ya da "Ağızlarını açıp, gözlerini kaydırarak, daha fazlasını öğrenmek için; Aptal Pozu sergiliyorlar."
Bu diyaloglardan edindikleri, işlerine gelen, ancak yarım yamalak öğrendiklerini, malum öz bilgileri ile geliştirdiklerini zannederek, piyasaya sürüyorlar.
NETİCE ORTADA, Bizler, birbirimize "Destek değil, köstek olan insanlar" olarak tanınıyoruz.
Dedikten sonra, şimdi gelelim "Zurnanın, o en önemli deliğine!"
Her zaman söylediğim, yazdığım birçoğu ile bizzat gidip görüştüğüm, tanıştığım veya tanıştırıldığım, hepsi olmasa bile yukarıda biraz değinmeye çalıştığım, karakteristik özellikler gösteren AB ülkelerinin, il, ilçe ve köylerine yerleşik girişimci insanlarımızı geldikleri yerler ve yakaladıkları başarılar dolayısıyla tabii ki öncelikle kutluyorum.
Şu anda biz Türkler, bizden önce gelen ve zaten AB topluluğunun içinde olan, ancak coğrafi konumlarımız itibariyle aynı "Gastronomik Değerlere" sahip olduğumuz, diğer Akdeniz ülkesi, Milletleri: İspanyollar, İtalyanlar ve Yunanlılardan birçok işi ve hizmeti devralmış durumdayız.
Neredeyse, tüm Almanya, kısmen Belçika, Hollanda, ve Avusturya gibi ülkelerin, büyük şehirlerinin, "Toptancı Hallerindeki" esnafların çoğunluğu bizde, her türlü Restaurantın (İtalyan, Çin, Meksika, Steakhouse, Fish, vs) sahip veya işletmeciliği bizde, İmbislerin & Fastfood mekanlarının çoğunluğu bizde, berberlerde, kuaförlerde, oto galerilerinde, taksi şoförlerinde, şoför okullarında, sigortacı ve diğer Türkiye'den gelmiş veya Avrupa'da eğitim almış: Avukat, eczacı, doktor, diş hekimi, muhasebeci gibi yüksek mesleklerde dahi, ciddi bir çoğunluk yine bizde.
Ancak, bu değerli vatandaşlarımız; "Ticaretlerini, neden arzu edildiği oranda, Anavatanlarına yönelik yapamıyorlar?" işte sorun burada!
Selam ve sevgilerimle,
Baş Lezzethan
@pakmanvasfi
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.